Güven Eğitim ve Sağlık Vakfı ile Hollanda Kennisland Vakfı’nın ortaklığında yürütülen, Türkiye ve Avrupa Birliği Arasında Sivil Toplum Diyaloğu Programı kapsamında desteklenen “Ortak Bir Sorun-İki Farklı Kültürel Perspektif” projesinin açılış toplantısı 8 Kasım tarihinde, Ankara Sheraton Hotel’de düzenlendi.

Ortak Bir Sorun- İki Farklı Kültürel Perspektif” Projesinin Açılış Töreni Gerçekleştirildi

Güven Eğitim ve Sağlık Vakfı ile Hollanda Kennisland Vakfı’nın ortaklığında yürütülen, Türkiye ve Avrupa Birliği Arasında Sivil Toplum Diyaloğu Programı kapsamında desteklenen “Ortak Bir Sorun-İki Farklı Kültürel Perspektif” projesinin açılış toplantısı 8 Kasım tarihinde, Ankara Sheraton Hotel’de düzenlendi.

Etkinliğin açılış konuşmaları, Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Tolga Tolunay, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı-Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Orhan Koç, Güven Sağlık Grubu İcra Kurulu Başkanı, Güven Eğitim ve Sağlık Vakfı Başkanı Nüket Küçükel Ezberci tarafından yapıldı.

Toplantıda, projeyle ilgili bilgilendirmede bulunan Kennisland Vakfı Proje Koordinatörü Iselien Nabben ve Güven Eğitim ve Sağlık Vakfı Proje Uzmanı Dr. Ejder Yelken, projenin Hollanda ve Türkiye’nin yaşlılık konusuna yaklaşımlarını incelemek ve iki ülkenin birbiriyle bilgi alışverişinde bulunması açısından önemli olduğuna dikkat çekti.

 “Etkili bir sivil toplum örgütüne dönüşmeye doğru adım attık”

Vakfın kuruluşundan itibaren başta eğitim olmak üzere çok sayıda toplumsal konu ile ilgili projeye imza attığını söyleyen Güven Eğitim ve Sağlık Vakfı Başkanı Nüket Küçükel Ezberci,

“Dünyadaki dönüşüme paralel olarak hayırseverlik ekseninden toplumsal sorunlara çözüm getirmeyi hedefleyen etkili bir sivil toplum örgütüne dönüşmeye doğru adım attık. Çıktığımız bu yolda emin adımlarla ilerliyor olmanın kendimize göre haklı gururunu yaşıyoruz. Toplumların yaşlı nüfusunun artış göstermesi uzun zamandır ciddi bir sosyal sorun olarak görülüyor. Hepimiz resmi verilerin ne olduğunu biliyoruz. Bu alanda yapılan araştırmalar yaşlı bireylerin bakımını ele alırken ülkelerin ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi bağlamlarının da göz önünde bulunması gerektiğini işaret ediyor, önemle altını çiziyor.” dedi.

 “Diğer sivil toplum kuruluşları için güzel bir örnek teşkil etmesini temenni ediyorum.”

Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Tolga Tolunay, 2020 Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki payının yüzde 9,5 olduğunu söyledi. Yüzde 9,5’luk oranın 2020 yılında yüzde 20’nin üzerine çıkmasını beklediklerini ifade eden Tolunay, şunları kaydetti:

“Bu bilgiler bize göstermektedir ki yaşlı nüfustaki bu artış ve buna bağlı olarak artan kronik hastalıklar ve beraberindeki nitelikli uzun dönemli bakım hizmetlerinin gerekliliği ciddi bir önem olarak karşımıza çıkmaktadır. Güven Eğitim ve Sağlık Vakfı’nın yaşlanan nüfusa yönelik çalışmaları kapsamında Hollanda’nın Kennisland Vakfı ile ortak yürüttüğü projenin yaşlı sağlığı alanında önemli bir adım olarak görmekteyiz. Bu süreçte Hollanda ve Türkiye’deki yaşlıları yönelik bakım hizmetlerinin temel alındığı ve karşılıklı tecrübe paylaşımını içeren bir projenin diğer sivil toplum kuruluşları için güzel bir örnek teşkil etmesini ve bu tür projelerin giderek artmasını temenni ediyorum.”

“Yaşlı bakımı konusu Avrupa kıtasında hepimizin ortak bir sınamasıdır” 

Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, Türkiye’nin yavaş yavaş yaşlandığını ifade ederek, 65 yaş üstü oranın diğer Avrupa ülkelerinde yüzde 20’yi oluştururken Türkiye’de yüzde 9,5-10 civarında olduğunu kaydetti.

Kültürel farklılıkları görmek ve kültürel zenginliklere göre yaşlılara hizmet sunmanın son derece değerli ve yararlı olacağını belirten Kaymakcı, “Yaşlı bakımı konusu Avrupa kıtasında hepimizin ortak bir sınamasıdır. Değişik ülkelerdeki farklı uygulamaları alıp en başarılılarını hep birlikte uygulamak sanıyorum hepimizin yararına olacaktır.

Biz bu projeleri aynı zamanda Türk Sivil Toplum Kuruluşlarıyla diğer Avrupa ülkelerinin Sivil Toplum Kuruluşları arasında bir etkileşim, iletişim alanı olarak da görüyoruz. Umarız önümüzdeki dönemde yine Avrupa Birliği Başkanlığı bünyesinde Sivil Toplum çabalarımızı daha da artırabiliriz ve bu projeleri daha derinleştirip renklendirebiliriz.” ifadelerini kullandı.